Bu çalışma, yirminci yüzyıl distopyalarının işlevselliğini, toplumsal düzenin bozulması ve bireysel özgürlüklerin kısıtlanması bağlamında incelemektedir. Ütopyaların iyimser ve idealize edilmiş toplum kurgularının aksine, distopyalar toplumsal yapıların otoriterleşmesi, teknolojik gelişmelerin bireyleri kontrol altına alması ve insan doğasının karanlık yönlerinin açığa çıkması gibi konulara vurgu yapar. Yirminci yüzyılın savaşlar, politik karmaşa ve teknolojik ilerlemelerle şekillenen atmos ...