Duru bugün, daha önceki tatillerde de olduğu gibi, büyükbabasının yanına gidecekti. Herkes hazırlanınca Duru da valizini kucaklayıp arabaya yerleşti. Yolculuk tıngır mıngır geçti, dedesi dev ıhlamur ağacının altında onu bekliyordu. Ihlamurun altındaki ağaç masada kahvaltılarını yaptılar. Duru masadakileri döke saça, hapur hupur mideye indirirken dedesiyse her bir lokmasında, “Oh ne güzel, oh ne nefis,” diye mırıldanıyordu. Çünkü dedesi, yediği her şeyin bir hikayesi olduğunu biliyordu. Yakında b ...