Tarih, cımbızlana cımbızlana pek çok kez iktidarın kendine göre şekillendirdiği bir geçmiş anlatısı hâline gelir. İktidar ve güçlü olan değiştikçe, geçmişi de değiştirir. Her gelen yeni kuşak, bu konjonktürel siyâsî atmosferin etkisi altında kendisi için hazırlanmış bir mazi atlasıyla karşı karşıya kalır. Bir anlamda, olmamışı, olmuş gibi kabullenmek; bu sarkacın olmazsa olmaz koşuludur. Tarihsel gerçeklik kırılıyor; ama bunun hiçbir önemi yok; çünkü aslolan tarih değil; geçmişte gerçekte ne old ...