“Bizi kuşatan şeylerin var oluşlarını kaybettiği, gerçek dünyanın olmadığı bir duruma yok olmadan dayanabilir miyiz? Yirminci yüzyıl şiiri bu soruya olumsuz yanıt verir. Onun kahramanlığı zorlamadır ve üstün insana dönüşmenin kıyısında olduğumuza dair herhangi bir ipucu vermez. Şairler, sözcüklerinin mümkün olan en sadık biçimde tasvir edilmesi gereken bir gerçekliğe değil de sadece diğer sözcüklere işaret ettiğini keşfettiklerinde umutsuzluğa kapılırlar.”