Biz iyiydik. Ben kendi kabuğumda, diğer çekirdek arkadaşlarımla iyiydim. Hepsinin en ufağı, maskotuydum. Beni evden almaya gelir, “Pabucu yarım,” diye seslenirlerdi. “Çık dışarıya oynayalım,” diye de eklerlerdi. Bir gün bize bir komşu geldi. Ne mi getirdi? İnci boncuk. Tekerlemedeki gibi. Renk ve ahenk getirdi dünyama. Sonra? Tufan, fırtına… Kime kime? Bana ve sana. Başka kime? Kara kediye. Bilirsiniz gerisini… Ama böyle başlamaz hikâyeler değil mi? Bir varmış, bir yokmuş diye başlar. Benim öykü ...