Günahlarını itiraf edebilen ve yaptırımlara açık olan bireylerin oluşturduğu toplumlar, gelecek nesillere hesabı verilebilir ahlâkî bir yaşantıyı taşıyabilirler. Bunun aksine günahın itiraf edilmediği toplumlarda günahtan vazgeçme pratiğinden ve gerçek değişimlerden söz edilemez. Suç ve hatalarıyla yüzleşemeyen birey ve toplumların siyasî, dinî, iktisâdî ve ahlakî yönden tutarlı ve başarılı bir hayat tecrübesi gerçekleştirmesi mümkün değildir. Öyleyse insan, her koşulda kendi bilinçli tasarrufla ...