Yeryüzüne sığmayan gönlüyle, dört duvar arasına hepsedilen Mem, derin bir mutsuzluk kuyusuna düşmüştü.
Orada günlerce, haftalarca, aylarca umutsuz bir halde kalınca anladı, İbrahim (as) gibi batınca kaybolan sevgiliye gönül vermemek gerektiğini.
Acısı o denli büyüdü, o denli büyüdü ki artık küçücük bir keder hissetmemeye başladı.
Samed'in aynası olan Kalb'i gittikçe saflaştı, arındı.
Ve nihayet Gerçek Sevgili'ye çevirdi yüzünü.
Sadece Allah'ı zikirle meşgul olmaya başladı...