Şair, haykırmakla görevlidir. Hak bildiği yolda yapayalnız da kalsa, bu toprak için yorulacaktır... Âkif, bu gerçeği bilen ve kıyasıya yorulan bir insandır. Şair, doğruyu ve güzeli hem duyacak, hem duyuracaktır. Bildiğini saklamayacaktır. Toprağının ve öz medeniyetinin insanı için çırpınacak ve asla yılmayacaktır. Âkif, yılmak bilmeyen bir “gerçek” adamdır. Şair, şahsı için değil, gerçek değerler için hissedecek ve yazacaktır. Gönlünün gıdası sadece cesareti ve dürüstlüğü olacaktır... Âkif, dürü ...