Çocukken annemin kalp ritmini dinler, hayalimde bir kar küresinin içine düşmüş gibi göğsünde uyuklardım. Otobüs camı annemin kalbine benzedi, titredi, sarstı. Başım cama yaslıydı, annemin kalbine olduğu gibi. Görüntüler buğulanmış camda yatay, yarı saydam çizgilerin arasından hızla kaybolurken zifiri karanlığa gömüldü her şey. O an uzay boşluğunda ilerleyen bir mekiğin içinde dünyadan uzaklaştığımı düşledim.