Geleneğimizde i‘câz ve nazım teorisyenleri tarafından iddia edildiği gibi Kur’an’ın kelime ve terkipleri, ibare ve ifadeleri meânî, beyan ve bedî‘ sahasına ilişkin dil, üslup ve anlatısı gerçekten tarihüstü, olağanüstü, harikulade ve fevkalade bir yapıda mıdır? Daha doğrusu 7 yüzyıl Arapların, fesahat ve belagat ustalarının bilmedikleri, görmedikleri, aşina olmadıkları, lisanlarının üstünde ve ötesinde, mucizevi bir uyum ve dizimde bir kelam mıdır yoksa o günkü Arapların bildikleri, tatbik ettik ...