İslâm medeniyetinin kendine has dallarından biri sayılan hüsn-i hat, Asr-ı Saadet’ten takriben iki yüz yıl sonra varlığını ispat etmiş ve zamanımıza doğru süratle gelişerek tekâmülünü tamamlamıştır.
Hattın fiilen yazılmasıyla icrâkârları da anılır olmuş, onlar hakkında bilinenlerin toplandığı Tabakāt kitapları ortaya çıkmıştır. Fakat bunlar daha ziyade terceme-i hal vasfını taşıyan eserlerdir. Hat sana-tını anlatan el-Fihrist, Subhu’l-a’şâ gibi Arap dilindeki eserler de az ve sınırlıdır.
...