Eğer, Yunus; o aşkı yüreğinde yaşamamış, yaşadıklarını böylesine yürekten yazmamış olsaydı, yaklaşık 800 yıl öncesinde yaşamış olmasına rağmen, günümüze kadar gelip, günümüz insanının yüreğinde bu kadar derinden yer edip, orada misafir olabilir miydi?
O aşkı yüreğinde yaşamamış olsaydı; şiirlerinde bu kadar hassas, bu kadar ince ve içten olmamış olsaydı, onun dizelere dökülen yüreğinin sözcük damlaları, bedeninde ve beyninde olgunlaşmamış olsaydı, o damlalar bugün bir divan olabilir ...