Konuşmadan, sıkılarak izledikleri arı ne yapacağını biliyordu oysa. Dönüp durmuş ve sonunda musluğun üstüne konmayı başarmıştı işte. Minicik gövdesi inip inip kalkıyordu. Susuzluğunu, belki de can sıkıntısını gideriyordu. Yorulmuş olmalıydı. Bu musluğu bulana kadar kim bilir nerelerde dolanmıştı? Oysa Hakan'la Tunç'un arı gibi aradıkları, peşinden gidecekleri bir amaçları yoktu. Sorun buradaydı işte. Bir şey yapmak istiyorlardı ama ne yapacaklarını bilmiyorlardı...
Tunç ve Hakan, s ...