İslâm medeniyetinin kurucu kaynağı olan Kurân-ı Kerim, bu medeniyetin bilim, düşünce, ahlâk, hukuk, sanat ve siyaset gibi çeşitli alanlardaki tezâhür şekillerinde bir can damarı olarak işlev görmüştür. Medeniyetimizin her alandaki çiçeklenişi, asâlet ve değerini bu kurucu kaynakla olan ilişkisinden alır.
Medeniyetimizin tarih içindeki serpilip gelişmesi sürecinde bir açıdan onu temsil edici nitelikteki bazı eserler de dil, üslûb ve Kurânın telkin ettiği hakikat idrâkine ilişkin yorum ...