ŞÂİRİMİZ DİYOR Kİ:
Çıraklık, kalfalık, ustalık gibi...
Şehzâde, Süleymaniye, Selimiye gibi...
Çocukluk, gençlik, olgunluk gibi...
Hamdım, yandım, piştim gibi...
Giriş, gelişme, sonuç gibi...
Serim, düğüm, çözüm gibi...
Cennet, Cehennem, Âraf gibi...
Tohum, fidan, ağaç gibi...
Yer, gök, deniz gibi...
Pekmez, un, helva gibi...
Koza, kelebek, ipek gibi...
Ana, baba, evlat gibi...
Duygu, düşünce, hayâl gibi...
Zaman, mekân, insan ...