“İvan Grigoryeviç, şafak sökerken kuşetli vagonun kanepesinde uyandı, tekerleklerin gürültüsüne kulak kabarttı, gözlerini araladı, pencerenin ardındaki şafak vaktinin alacakaranlığına bakmaya başladı... Hapisliğinin yirmi dokuz yılı boyunca düşlerinde birkaç kez çocukluğunu görmüştü. Bir keresinde küçük bir koy girmişti düşüne, sakin suyun içinde, dibi örten küçük taşların üstünde birkaç küçük çağanoz sessiz yürüyüşleriyle yan yan koşmuş ve yosunların arasına gizlenmişti... İvan Grigoryeviç, aya ...