Ölüm var diye felsefe yapar, gözyaşı dökmek için mezarlar kazarız. Mezarın ıssızlığına yaklaşmadan ağlayabilenimiz pek yok, çünkü modernite ile birlikte dünya soğudu ama dünyayla birlikte yürekler de soğudu. Bu yüzden de vakti gelmemiş endişeler yüzünden ürperir, geçip gitmiş acılar yüzünden korkuya kapılırız.
İdeolojilerin derin uykusundan uyanıp, bütün tedirgin kelimelere huzur bahşetmek için tamamen geleneksel bir imana sahip olmak gerekirdi. Ama çağımız insanı için bu mümkün değil ...