Bilinen ve iddia edilenin aksine insan denilen iradeli mahlûk, bizâtihi kainâtın bütününü imarı için görevlendirilmiş özel bir unsur değildir. Zira kâinat, ezelden beri mükemmel bir şekilde zaten var edilmiştir. Onun görevi, olsa olsa içerisinde yaşadığı çevreyi onarmak ve de bu çevreyi daha bir yaşanılır hâle getirmek şeklinde anlaşılmalıdır. Diğer bir ifadeyle insanoğlu, dünyadaki kalıcılığını destekleyecek yeni şeyleri bulabilme becerisiyle donatılmıştır. Bu sebeple de dünya hayatı onun için ...