Rektörün ancak kendine yetecek kadar yayınları vardı. Fakat çevresinde bülbül gibi şakıyan, kalabalık "Sayın"ları vardı.
Hepsi birden fark edilmese de üniversitenin kadrosu epeyce kalabalıktı.
Uzağındakiler.
Yakınındakiler.
Göze girenler.
Gözden düşenler.
Katılanlar.
Atılanlar.
Satılanlar.
O yıllarda üniversite gerçek hüviyetini yitirdiği için bunlar adeta anabilim dalları vazifesini görüyordu.