Kudüs'ün sokakları tam da Düş Bekçisi'nin anlattığı gibiydi. Göz göze gelmeden yürüyen insanlar ve donuk
bakışlar sarmıştı her yeri. Sokaklar kalabalık ama sessizdi. Kimi zamansa tenha ama çok sesliydi. Her şey;
solmuş çiçekler, kurumuş nehirler ve yıldızsız geceler gibiydi. Neşesizdi. Hena birden, herkesi durdurup
"Neden?" diye sormak istedi. "Her şey neden bu kadar neşesiz ki?"
Fakat onu çocuklardan başka kim dinlerdi?
Hena, dedesinin gizemlerle dolu antika sandığ ...