Anne babasının terk ettiği, onlarca kardeşi olan yalnız çocuklar...
Kim nereli, bilmezdik, biz aynı yerde buluşturulmuş çocuklardık.
Bulunup da kayıp eşya bürosunda sahibini bekleyen eşyalar gibiydi bazılarımız. Nasıl da özlüyordu minik yürekler, hiç de kabul etmiyorlardı unutulduklarını. Ha geldi ha gelecek diye düşünür, sonra yine dalarlardı oyuna, oyuncağa.
Onu dört yaşındayken ablasıyla birlikte yuvaya getiren babasının, "Ben çarşıya gidiyorum, ne istiyorsunuz" d ...