Gilles Deleuze’ün 4 Kasım 1995’teki vefatının hemen ardından Serge Toubiana onu şu sözlerle andı:
“Son otuz yıla damgasını vurmuş Fransız düşünürleri arasında yalnızca Deleuze sinemayı hakiki
anlamda sevmişti.”
Felsefenin hayati unsurlarıyla birlikte sanatların da “felsefeden sanata, sanattan felsefeye geçen
ayrılmaz güçler” olduğunu savunan Deleuze’e göre, filozoflar kavramları, yönetmenler ise imajları icat
eder. Fakat yönetmenler sinema hakkında konuşmaya başladı ...