Çakır’ın o denize uzanan salaş meyhanesinde, tam kıyıya bakan yerinde küçük bir tahta masanın önünde oturuyorum. Bir elimde sigara, gözlerim kâh sigaranın dumanlarında, kâh karşıda solgun ve sakin mavi suların ilerisinde birer tarihöncesi hayvan gibi, sırtları ürpermişçesine sipsivri kabarık, yanları ise aşağı doğru kayan adalarda… Bu açık ve soluk havanın renksizliği içinde, adanın yeşillikleri kıyılara ve havaya yeşil-kurşuni gölgeler salıyor. Tepedeki adeta renksiz denecek kadar açık mavi kub ...