Gün geçtikçe çoğalan bir ağrı bu. Gözleri, mavzerin ıslığında kaybolmuş bir hikâye. Bizim hikâyemiz. Hepimizin hikâyesi. Dilimizde kalan son şarkı, ellerimizdeki boşluk izi. Çıkmayan sesimizin çiğ, ham, mahcup avazı. Yine de ümit ederiz, kalkacağını düştüğü yerden… Sayılardan ibaret olmayan bir coğrafyanın; yara yara karanlığı, tüm zalimleri geçerek, azgın hükümranlıkların başlarına çalarak bütün habisliklerini, türkümüzü söyleyeceğini biliriz. Çünkü bizim türkümüz kardeşim, söylenmeye, söylenme ...