Bir gün hastane bahçesinden çıkmış, arabaya doğru giderken arkamdan biri, “Ebru Abla,” diye seslendi. Döndüm, Fatma. Gülümsedi. “Haftaya taburcu oluyorum,” dedi. O an hissettiğim, tarifsiz bir mutluluktu. Bu çocuk geçen hafta ölmek üzereydi hatta literatüre bakarsanız çoktan ölmüştü. Oysa şimdi karşıma geçmiş, taburcu olmaktan söz ediyordu.
Yoğun bakımla ilgili duygularım o gün ilk kez bu kadar gün yüzüne çıktı.
Yaşadığımız hikâyelerin birçoğu büyüleyiciydi. Mesela yoğun bakıma kara ...