...Gözlerim pencereyi aralayıp çok uzaklarda bir sahil şeridinden geçiyor önce; daha sonra, bir martının pençelerine takılıp bir dağ yamacına bırakılıyor. Yaban otların hışırtılarından başka çıt çıkmıyor etrafta. Bir dağ çiçeğinin taç yapraklarından burnumun ucuna taşınan koku başımı döndürdüğünde, başlıyorum anlatmaya: Bir koku, binbir türlü hikâyenin ilhamı olur, olacak elbet... Dağ havası, çiçeklerin baş döndüren kokusu, şu ileride derme çatma çatısı görünen gecekondu ve dağın zirvesinde; sis ...