Dedem yalnızca boyumu ölçmeyi, sütü ve Ay Tavşanı'nı değil, oyun oynamayı da çok severdi. Bilmediğim pek çok oyunu bilirdi. İsim-şehir, üçtaş oyunlarını hep ondan öğrendim ben. Bir gün dedem yepyeni bir oyuna başladı. "Kimsin sen?" diye sordu bana. Nasıl oynanırdı ki bu oyun? "Ben peri padişahının oğluyum," dedim. Kaf Dağı'nın ardında yaşıyorum…"