"Otuz yıllık Avrupa serüvenimde anladım ki yaşanan mekân neresi olursa olsun mutluluk bireysel, özellikle de
içsel bir olgu. Onu uzaklarda aramak boşuna.
Çocuk yaşımda benliğime "mıh gibi" saplanmış çok kültürlülüğün bana eziyet için değil, onu başkalarıyla
paylaşmak için verilmiş bir emanet olduğunu anladığımda, hayat gözlerimde âdeta bambaşka bir anlama
büründü. Bu durum, şüphesiz bazen beni içinde yaşadığım topluluk nezdinde ötekileştirip ayrıştırdı fakat hiçbir
zaman ...