O, bir çukurun içine konuşlanmış; sonbaharın bile kış gibi yaşandığı, ilkbahar ve yazı sadece dört ay kadar olan Bir kasabanın küçük, inatçı ve kabına sığmayan bir çocuğu idi. Kendisi, kasabanın tam ortasından akan ırmak gibi mutlaka denize ulaşmak istiyordu.
O sonsuzluğu; olanakların sonsuzluğu olarak hayal ediyordu küçücük beyninde. Ona göre olanakların sonsuz olduğu yer ise İstanbul'dan başka bir yer değildi.
İstanbul ; herkesi kucaklayan, tartan, şımartan, haddini bildiren, e ...