Modern şehirlerde pek çoğumuz sabah kahvemizi Kenya’dan gelen kahve taneleriyle, İtalya’dan gelen espresso makinesiyle hazırlıyor, Bulgaristan’dan gelen reçeli, Mısır’dan gelen buğdaylarla üretilmiş ekmeğimize sürüyor, Bangladeş’te üretilmiş, Fransız malı kıyafetimizi giyip, Çin’de üretilmiş cep telefonumuzla epostalarımıza bakıp, Almanya’da üretilmiş arabamıza ya da belediye otobüsüne binerek, radyoda çalan Küba şarkıları eşliğinde, Japon, Hint, Meksika, Suriye restoranlarının önünden geçiyoruz ...